Turizmciler Turizm Meslek Birliği üst çatı yasasından ne bekliyor? (14.02.2022)
Turizm sektörü temsilcileri, Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy’un EMITT Fuarı’nda açıkladığı Turizm Meslek Birliği üst çatı yasası ile ilgili beklenti ve taleplerini iletti…
Turizmciler-Turizm-Meslek-Birligi-ust-cati-yasasindan-ne-bekliyor
EMITT-Doğu Akdeniz Uluslararası Turizm ve Seyahat Fuarı’nın 9 Şubat Çarşamba günü gerçekleşen açılış töreninde konuşan Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy, Turizm Meslek Birliği üst çatı yasasının hazırlanması yönünde çalışmalara başlayacaklarının sinyalini verdi. Konuşmasında yasanın sektör için bir ihtiyaç olduğunu belirten ve yapılan yasal düzenlemelerin her seferinde olumlu sonuçlar doğurduğunu kaydeden Ersoy, Türkiye’ye nitelikli turistin temennilerle değil, adımlar atılarak kazandırılacağını söyledi. Konaklama sektöründen başlayarak hızlı bir şekilde turizm paydaşlarının hepsinin sınıflandırma ve belgelendirme işlemlerinin tamamlanması gerektiğini vurgulayan Bakan Ersoy, 1618 Sayılı yasanın çağın çok gerisinde kaldığını dile getirerek, “Artık yeni iletişim yöntemleri, yeni iş yapma metotları düşünüldüğünde bu yasanın geçerliliği de kalmadı. Şimdi biz yarından tezi yok, turizm birliklerimiz ve STK’larımızı da toplayarak hızlı bir şekilde turizm meslek birliği üst çatı yasasını hazırlamaya başlayalım. 1618 sayılı yasayı da günümüze uyarlayarak, bunun altına monte edebilecek şekilde bu yıl içinde meclise gönderelim. Bununla ilgili kararlıyız, çalışmalarımıza da başlıyoruz.” açıklamalarında bulundu.

Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy’un EMITT Fuarı’nda duyurusunu yaptığı Turizm Meslek Birliği üst çatı yasası açıklamasının ardından turizm sektörü temsilcilerine yeni yasayla ilgili talep ve beklentilerini sorduk.

Bahattin Yücel: Yasanın tek amacı TÜRSAB’ı saf dışı etmektir!
Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy’un Meslek Birliği çatısı altında sunduğu görüşü ile Türkiye Seyahat Acentaları Birliği (TÜRSAB)’ı saf dışı etmek niyetini ortaya koyduğunu öne süren Turizm eski Bakanı Bahattin Yücel, şu değerlendirmelerde bulundu: “Özellikle Bakan Ersoy’un bir meslek birliği çatısı adı altında sunduğu görüşün turizm sektöründe yasa ile kurulmuş tek kamu kurumu niteliğindeki meslek kuruluşu olan TÜRSAB’ı saf dışı etmek niyetinde olduğunu görüyorum. Şimdiki yönetimden önceki yönetimin içinde görev almış arkadaşlar da var, daha önceki turizm bakanlarının TÜRSAB’ın etkilerini azaltacak girişimleri karşısında pek dik durmadılar, duramadılar. Ancak o sıradaki halen TOBB – Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği Başkanı olan Rifat Hisarcıklıoğlu, böyle güçlü bir özel sektör meslek kuruluşunun TOBB’un turizm sektörü üzerindeki etkisini azaltacağı gerekçesiyle bu girişime karşı çıktı ve yasalaşmadı. O dönem Kültür ve Turizm Bakanı Atilla Koç’tu. Şimdi Mehmet Nuri Ersoy, cumhurbaşkanlığı katında etkili, öyle anlaşılıyor. Böyle bir yasa önerisi TBMM’ye getirilebilir ve gündeme alınırsa da geçer. Bana sorarsanız bu yasanın tek amacı TÜRSAB’ı saf dışı etmektir. Onun dışında bir pratik yanı olacağını sanmıyorum. Seyahat acenteleri dışındaki kesime gelirsek, onlar gerek yatırım gerek istihdam açısından bakıldığında çok daha büyük riskler taşıyor. Daha fazla sermaye büyüklükleri var. Tabii onlar da böyle bir örgütlemede TÜRSAB’tan daha etkin olma çabasında. Tekrar söylüyorum, ben bakanın bu yasa ile tek amacının, sektörün geleceğini bir çatı altında toplamaktan çok TÜRSAB’ı saf dışı bırakmak olduğunu düşünüyorum. Türkiye ekonomisi dibe vurdu, çok büyük ekonomik uçuruma sürüklendi. Bu durumda bizim otelcilerimiz ve işletmecilerimiz ağızlarını açıp tek kelime etmedi. Demek ki hayatlarından memnunlar.”

Müberra Eresin: Meslek Yasası taraftarı değiliz
Konaklama sektörü olarak çok da meslek yasası taraftarı olmadıklarını ifade eden TÜROB-Türkiye Otelciler Birliği Başkanı Müberra Eresin, yasa taleplerinden 3-5 yıl önce vazgeçtiklerini bildirerek şunları söyledi: “Bizim anladığımız anlamda bir yasa olacaksa tabii ki içinde olur ve destekleriz. Uzun yıllar konaklama sektörünün ayrı bir yasası olsun istemiştik. Zaten acentelerin var. Ama sonra bu söylemimizi değiştirdik. Çünkü kanunla kurulan kurumlarda zaman zaman büyük sıkıntıların yaşandığını izledik. En ufak bir konuyu bile değiştirmek gerektiğinde değiştiremeyeceğimiz ya da bunu başarsak da çok uzun yıllar sürdüğü ortaya çıktı. Dolayısıyla biz de konaklama sektörü için yasa talebimizden bundan 3-5 sene önce vazgeçtik.”

Bakan Ersoy’un EMİTT Fuarı’nda duyurusunu yaptığı yasa çalışmasıyla ilgili bilgi sahibi olmadığını dile getiren Eresin, “Şu an böyle bir çalışma var mı, çok net bilmiyorum. Ama varsa da sanırım ortaya gelmeden önce taslağı bizimle paylaşılacaktır. Konaklama sektörünün şehir otelleri tarafını temsilen en azından bizim de söz hakkımız olacaktır diye düşünüyorum. Sayın Bakan, zaten STK’lara sormadan, hemfikir olmadan çok fazla bir şey yapmıyor, sizin bilmediğiniz bir şeyi onaylamıyor. Dolayısıyla biz görmeden o yasa pat diye çıkmaz. Turizm Bakanlığı bizimle paylaşır, bizim görüşümüzü alır. Ondan sonra meclise gider.” değerlendirmesinde bulundu.

Murat Toktaş: Tüm paydaşları ağırlıkları ölçüsünde temsil eden bir yasa olmalıdır
Turizm sektörünün tüm paydaşlarını kapsayan ve ağırlıkları ölçüsünde temsil edilecekleri Turizm Meslek Birliği Yasası’nın hızla hazırlanması gerektiğini ifade eden KATİD- Karadeniz Turizm İşletmeleri Derneği Başkanı ve TÜROFED- Türkiye Otelciler Federasyonu Yönetim Kurulu Üyesi Murat Toktaş, şöyle konuştu: “50 milyar dolar gelir ve 50 milyon turist hedefi koyan bir sektörün yasasız kalıcı ve sürdürebilir bir şekilde büyümesini yürütmesi mümkün değil. Zaten böyle bir hedefiniz ve çalışmanız varsa olmazsa olmaz sektör yasasının çıkması aksi halde bu çalışmaları sürdürebilmek hedeflere ulaşmak mümkün olmayacaktır. Örneğin 85 milyar dolar yatırımı olan otel sektörünün bir yasası. Ne yazık ki profesyonel otel çalışanlarının da statüsü aynı. Biz bunun sıkıntılarını her krizde gördük ve son pandemi de de çok fazla hissettik. Bütün paydaşları kapsayan ve ağırlıkları ölçüsünde temsil edilecekleri bir Turizm Meslek Birliği Yasası’nın hızla hazırlanması lazım. Bu yasanın bütün STK’ların görüşü alınarak hazırlanacağını da Sayın Bakanımız konuşmasında belirtti. Eminim ortaya bizi ileriye taşıyacak güzel bir çalışma çıkacaktır.”

Ali Can Aksu: Aklı selim bir çatıya ihtiyaç var
TUROYD-Turizm Otel Yöneticileri Derneği Başkanı Ali Can Aksu, turizm sektörünün tümünü kapsayan aklı selim bir yasaya ihtiyaç olduğunu vurgulayarak, “Şu an içerik çok belli değil. Bakan Bey bu konuya hevesli açıkçası. Sektörün tümünü kapsayan bir yasaya ihtiyaç var, o da bunun bilincinde. Çünkü kendi tesislerinde zaten çok kalifiye eleman çalıştırıyor, personeline çok ciddi haklar sağlıyor.” dedi.

Turizmin geleceği açısından yasanın mutlaka çıkarılması gerektiğinin altını çizen Aksu, “Kaliteyi öne çıkarmak açısından bu yasa önemli. Öbür türlü zaten ahbap çavuş ilişkisiyle yönetilen, farklı yatırım sektörlerinin yürüttüğü tesislerin, özellikle de bizim bölümün çok iyi gitmediğini görebiliyoruz. Dolayısıyla bir eczanenin bile eczacılık diploması olmadan açılmadığı bir noktada otelciliğin kendine ait bir meslek yasasının olmaması, her önüne gelenin istediği lokasyonda tesis açması tabii ki turizm ekonomisine zarar veriyor.” dedi. Yasanın, turizmde istihdamı profesyonelleştirmek ve turizm algısını yukarı taşımak kadar çalışan haklarının korunması konusunda da itici güç olacağı görüşünü savunan Aksu, “Sektörün geleceğini bu yasa kurtaracaktır. Turizm, tek çatı altında toplanırsa, kolları da sağlam olursa çok daha iyi çalışacaktır.” dedi. Bakan Ersoy’un açıkladığı Meslek Birliği Yasası’nın özellikle otel yöneticilerini çok heyecanlandırdığını aktaran Aksu, “Çalışanları koruyabilecek bir yasa. Ayrıca profesyonel bir anlayış ve yönetimle Türk turizmini uluslararası arenada kaliteye taşıyacak bir yasa olacağı öngörüsündeyiz. TGA vurgusuna katılıyorduk zaten. Ama yasa olgusu ile beraber TGA tanıtım politikası konusunun daha da güçleneceği inancındayız.” ifadelerini kullandı.

Sektördeki her kolun işin aktörü gibi ortaya çıkmasının turizmdeki en büyük sorunlardan biri olduğuna dikkat çeken Aksu, “Oradan da doğru sonuç çıkmıyor. Çok akıllıca, aklı selim bir çatıya, bu çatının da iyi bir yönetime ihtiyacı var. STK’lar, otelciler, acenteciler, rehberler ve taşımacılardan kollar oluşturulmalı. Bununla da iyi bir sonuç ortaya çıkacak diye ümit ediyoruz. Çünkü yıllardan beri farklı sesler hiçbir zaman sektörü bütünleştiremedi maalesef. Herkesin ortak iddiası turizmi geliştirmek değil, asıl söz sahibi ben olayım iddiasıydı. Bundan dolayı çok yanlışlar yapıldı ama artık tek amaç turizm olmalı ve bu kollar turizme çalışmalı.” şeklinde konuştu.

Hüseyin Kurt: MICE sektörünün içinde olmadığı yasa eksik işlerlik kazanacaktır
“Turizm sadece otelcilikten mi ibaret?” eleştirisini dile getiren IMICE-Uluslararası MICE Endüstrisi Derneği Başkanı Hüseyin Kurt, pazarlamanın en önemli ayağını oluşturan seyahat acenteleri ve nitelikli turiste hizmet veren MICE sektörünün içinde olmadığı yasanın eksik işlerlik kazanacağını savunarak şunları söyledi: “Standart getirmek, bir çatı altında toplanmak istişare kanallarını açarak, tüm turizm paydaşlarına kulak vererek ve onları aynı masada toplayarak olur. Organizasyon ayağının en önemli paydaşlarından seyahat acenteleri dikkate alınıyor mu? Maalesef hayır! Sayın Bakanımız, sürekli nitelikli turist vurgusu yapıyor. Ne güzel! Peki gelir grubu yüksek, tanıtımına oldukça fazla katkısı olan, şehir ve yerel ekonomilerini besleyen, nitelikli turiste hizmet veren MICE sektörü ve bu sektörün 17 dernek ve 1 platformunun birlikte hareket ettiği MICE sivil inisiyatifi ne kadar dikkate alındı? Pandemi döneminde tüm çabalarımız neredeyse karşılıksız kaldı. Elbette deniz-kum-güneş misafirinin ve Rusya, İngiltere, Ukrayna vb. pazarlardan gelen her misafirin başımız üstünde yeri var. Lakin, turizm bunlardan mı ibaret? Bu pazarlardan gelen turist veya birçok hava sahasının kapalı olmasından mütevellit o ülkelere gidemeyen ve bize gelen turist sayısı ve bıraktıkları gelirle mi övüneceğiz? Veya turizm sadece otelcilikten mi ibaret? Pazarlamanın en önemli ayağını oluşturan seyahat acenteleri ve nitelikli turiste hizmet veren MICE sektörünün içinde olmadığı çalışma, yasa vb. eksik işlerlik kazanacaktır.”

Hasan Bayram: Üst çatı yasa, acenteler üzerine inşa edilmelidir
Üst çatı yasanın seyahat acenteleri üzerine inşa edilmesi gerektiğini savunan TUSAD-İstanbul Turizm Seyahat Acentaları ve İşadamları Derneği Başkanı Hasan Bayram, “Turizm sektöründe bir üst çatı yasası yapılacaksa bunun 14 Eylül 1972 yılında kabul edilen 1618 Sayılı Seyahat Acentaları ve Seyahat Acentaları Birliği Kanunu temeli özelinde inşa edilmesi gerektiğine inanıyorum. Tabii ki yeni bir yasaya hepimizin ihtiyacı var. Günümüz şartları değişti. Sektörün dinamikleri değişti. Her ne kadar bu değişim olduysa da bence tek değişmeyen seyahat acentelerinin bu ülkeye kattığı turizm değeridir.” dedi. Acentelerin ülke turizmine ciddi şekilde değer kattığını kaydeden Bayram, hazırlanacak yasada acentelerin ana merkeze oturtulması gerektiğinin altını çizerek bu görüşünü şu sözleriyle destekledi: “Çünkü acenteler hem otellere hem rehberlere müşteri paslıyor hem de turizmde mütemmim cüz olan restoranlara, kafelere hem de diğer hediyelik eşya mağazalarına ciddi şekilde bu tür işleri paslayıp ülkeye önemli bir turizm katkısı sağlıyor. Turizmden ayrılması mümkün olmayan, turizmin bir parçası olan restoranlar, kafeler, oteller, rehberler hemen hemen turizmin bütün paydaşlarına iş paslayan, turist paslayan bir merkezi konumda olan seyahat acentelerinin çok değerli olduğu da unutulmamalıdır. Çıkarılacak olan ya da çalışması yapılacak olan üst çatı yasasının acenteler üzerine inşa edilmesi gerektiğine inanıyorum.”

Mehmet Gem: Sermaye güçlü oteller bakan tarafından ödüllendirilmek isteniyor
SAYD’ın 2011 yılından beri 1618 Sayılı kanunun değişmesi yönünde görüş bildirdiğini hatırlatan SAYD-Seyahat Acentaları Yöneticileri Derneği Başkanı Mehmet Gem, üç yıla yakın süredir bakanın önünde bekleyen kanunun öncelikli olarak meclise sevkini beklediklerini ifade etti. Kanunun revize edilmiş halinin mecliste onaylanmadan, yeni bir turizm meslek yasasına oturulmasının haklar konusunda sektöre çok şey kaybettireceğini öne süren Gem, “Sayın bakanın geçmişten bugüne yaptığı sürece baktığımız zaman açıkçası bu kanuna da şüpheyle yaklaşıyoruz. Çünkü hiçbir şekilde kamuoyuyla, STK’larla ve sektörlerle hiçbir şey paylaşmıyor. İçeriğini bilmediğimiz bir yasayla ilgili de şüphelerimiz var.” dedi.

Bakan Ersoy’un EMİTT Fuarı’nda turizm meslek kanunu ile ilgili yaptığı konuşmasına atıfta bulunan Gem, şöyle devam etti: “Benim anladığım Sayın Turizm Bakanı, kapalı kapılar ardında otelcilere, otel birliklerine bir kanun sözü vermiş, turizmi de tamamen otelcilerin üzerine kurmaya çalışıyor. Bu üst çatıyla sermaye gücü elinde olan oteller bakan tarafından ödüllendirilmek isteniyor. Veya bakan otelcilere ‘Seyahat acentelerinin kanunu var, rehberlerin kanunu var, ben de size bir kanun yapacağım’ diye bir söz vermiş.’ Biz acenteleri de o kanunun altına amiyane bir tabir olacak ama maraba yapacak bu şartlarda. Aynı TGA yapılanmasında olduğu gibi. Hani bizim genel kurulumuzda TGA’ya gönderdiğimiz üye, 2.400 civarında üyeden oy aldı. Oysaki TGA’ya seçilen dokuz tane otel temsilcisinin hazirun sayısı bile 2400 değildir, ben iddia ediyorum. Aldıkları oylar 25’er, 30’ar oyla oraya seçilen üyeler mevcut. Benim öngörüm bu. Sayıları kontrol etmek çok basit. Dokuz tane TGA üyesi seçimlerde turizm seyahat acentelerinin gönderdiği üyenin aldığı oy kadar hazirun toplamamıştır. Cidden ülkeye bu kadar turisti ve dövizi getiren seyahat acentelerinin yok sayıldığı başka hiçbir dönem olmamıştır. Bütün turizm gelirini sanki otelciler getiriyormuş gibi bir algı oluşturuluyor. 2021 yılında 35 milyar doların halen yüzde 90 civarında getirisini turizm seyahat acenteleri karşıladı. Bu da unutulmasın. Bakan ısrarla turizm seyahat acentelerini görmemeye devam ediyor. Hatta kendi konuşmalarında da ‘10 tane marka seyahat acentesi var, diğer hepsi sokak acentesi. Onun için onlara bir şey yapmaya değmez. Herhangi bir şekilde bu sektörün desteklenmesine de gerek yok.’ diye çok üstten bakıcı ve aşağılayıcı bir şekilde konulara bakıyor. Açık söylemek gerekirse, turizm seyahat acenteleri hiçbir bakan döneminde bu kadar hor görülüp, dışlanmamıştı.”

Tarkan Akyüz: Yasayı 20 yıldır bekliyoruz, daha da uzatılmasın!
Otelciler olarak meslek yasasını 20 yıldır beklediklerini, daha da uzatılmaması gerektiğini dile getiren Old City Otelciler Platformu Başkanı Tarkan Akyüz, “Benim bildiğim 20 yıldır yasayla alakalı TÜROB bayağı bir uğraşıyor. Eğer ki eski Turizm Bakanımız Ertuğrul Günay olsaydı, turizmle alakalı meslek yasamız çıkmış olacaktı. İki taraf arasında anlaşmaya varılmıştı. Lakin bakanımız gidince proje de suya düştü. Bu yasanın bir an önce çıkması lazım. Turizmde herkes istediği gibi at koşturuyor. Bir yasamız yok, düzgün bir işleyişimiz yok. Bu yasayı 20 yıldır bekliyoruz, daha da uzatılmasın. Turizmin A’dan Z’ye her şeyini bilen bir bakanımız var.” dedi.

Yasa kapsamında özellikle personel hakları ve enerji sarfiyatları konusunda talepte bulunan Akyüz, “Yaklaşık 10 sene önce turizm bakanlığına bağlı oteller örnek olarak elektrik indiriminden faydalanıyordu. Bunu devlet elimizden aldı. Turizmciler olarak en az yüzde 20 enerji indirimi istiyoruz. İkinci olarak personellerimizi korumaya almamız lazım. İşçilerimize çok haksızlık yapılıyor. Ben bunu duyuyorum bazen, çok üzülüyorum. Bununla ilgili bir kanun çalışmasının yapılması lazım. Sayın bakanımız çok iyi bir otelci olduğu için alanında başarılı. Kendi personelini çok iyi koruyor. Çalışanları çok memnun. Bunu bir kanun haline getirerek genele yayması lazım.”

Ertan Ustaoğlu: Yasa tüm otelleri kapsayacak şekilde düzenlenmelidir
Turizm sektöründe bir meslek birliğine ihtiyacın aşikar olduğunu dile getiren Küçük Oteller Derneği Başkanı Ertan Ustaoğlu, “Çünkü artık eskisi gibi ekonomik şartlar ve yaşanan krizler çalışan kişileri farklı zeminlere kaydırıyor. Bir de sektörün yaşadığı krizleri göz önüne alırsak okullardan sağladığımız hem stajyer hem de mezun olanların destekleri de azaltmaktadır. Tabii turizm meslek yasası en büyük sıkıntımız olan eğitimli personel ve kaliteli hizmet anlayışını sürdürülebilir hale getirebilir.” diye konuştu.

Ancak yasanın mutlak suretle turizm STK’ları ile masaya yatırılıp enine boyuna hem işveren hem de çalışan açısından çok iyi değerlendirilip tasarlanması gerektiğine işaret eden Ustaoğlu, “Aynı zamanda büyük ölçekli otellere göre değil, tüm otelleri kapsayacak şekilde düzenlenme yapılması gerekir. Böyle bir yasa ile çalışan kişilerin turizmi meslek olarak kabul etmesini sağlamaya çalışırken aynı zamanda çalışanları da koruma altına almış olur. Dolayısıyla işletmelerde yetişmiş, bilgili ve bilinçli çalışan değerlere sahip olabilecektir. Şunu da unutmamak lazım bu yasayı sadece istihdam sağlamak için değil asıl amaç sürdürülebilir turizm için kaliteli hizmet anlayışı yetişmiş ve eğitimli personeli devamlı halde sektöre kazandırmak olmalıdır.” şeklinde sözlerini tamamladı.

Yalçın Aydın: Küçük otel işletmecilerinin eğitimi de yasaya eklenmelidir
ISSTA – İstanbul Turizm Derneği Başkanı Yalçın Aydın, küçük otel işletmecileri ve yatırımcılarının da turizm standartları ve işletmesi konusunda eğitilmesinin gerektiğini savunarak, bakanlıktan talebin yasaya eklenmesi ricasında bulundu. Bu şekliyle Türkiye turizminin tek çatı altında toplanmasından yana olduğunu ve tüm desteklerini vereceğini kaydederek şöyle konuştu: “Öncelikle şu konu çok önemli, biliyorsunuz dünyada teknoloji ve iletişim alanlarında hızlı bir değişim ve gelişim söz konusu. Ülkemiz olarak hem şehirler arası hem de ülkeler arası rekabeti sağlamak adına bu iletişim ve teknolojiyi yakalamamız gerekiyor. Paris ve Londra gibi marka şehirlerin sahip oldukları mevcut olanakların İstanbul’da da olması gerekiyor ki bizler bunlara karşı rekabet edebilelim. Turizm Meslek Yasası çalışmalarının buna yönelik yapılmasından yanayım. Ülkemizde turizm standartlarının tam olarak uygulanması için ISSTA olarak gerekli olan tüm desteği vermeye hazır olduğumuzu belirtmek istiyorum.”

Ülkedeki tüm otellerin sınıflandırılması, standartlarının belirlenmesi ve belgelendirilmesinin Türkiye turizmi açısından çok olumlu sonuçlar doğuracağına inancını paylaşan Aydın, “Sektördeki sivil toplum kuruluşlarının da buna göre şekillendirilmesi ve örgütlendirilmesi bu alandaki karmaşıklığı da giderecektir. Yani Türkiye turizminin hem standartları hem de örgütlenmeleriyle tek çatı altında toplanması konusu önem arz etmektedir.” dedi. Uzun yıllardır savunduğu bir görüşünü de anımsatarak sözlerini sürdüren Aydın, “Küçük zincirler hariç, tüm otel işletmecilerinin belli standartları var zaten. Aynı şekilde küçük otel işletmecilerinin ve yatırımcılarının da turizm standartları ve işletmesi konusunda eğitilmesi gerektiğini düşünüyorum. Bu talebimizin de yasanın içine eklenmesini rica ediyorum. Eğer bir arkadaşımız yatırım yapmak, otel açmak istiyorsa bu yatırımcının otelle ilgili ne kadar bilgisi var, işletmenin ne kadar bilgisi var, o standartları sağlayıp işletebilecek mi konusunun da değerlendirilmesi gerekiyor. Bu şekliyle Türkiye turizminin tek çatı altında toplanmasından yanayım ve tüm desteklerimi vereceğimi de bildirmek isterim.”

Sedat Bornovalı: Turizmi tek çatı altında toplamak çok zor olacak
Turizm sektörünün yapısı gereği tek çatı altında toplanmasının çok kolay olmayacağını belirten İRO- İstanbul Turist Rehberleri Odası Başkanı Sedat Bornovalı, yasanın bireysel özgürlükleri en yükseğe çıkartan formatta tasarlanması gerektiğini savunarak şu ifadelerde bulundu: “Öncelikle çatı yasa çabalarının yeni olmadığını hatırlamak gerek. Turizm çok dinamik bir endüstri ve paydaşların beklentileri çok çeşitli. Bütün bunları tek çatı altında toplamak muhtemelen çok zor olacak. Ayrıca tüm paydaşların istekli olduğunu düşünmek mümkün değil. Turizm o kadar hızlı evriliyor ki, daha böyle bir yasa yürürlüğe girdiği andan itibaren hemen revizyon gerektirme riski de var. Ayrıca son zamanlarda çeşitli düzenlemelerde yeterince dikkate alınmadığını düşündüğüm bir nokta var: e-devlet ve benzeri sistemler üzerinden takip ve işlem yapmak çok daha kolay hale geldi. Bu nedenle üyelik zorunluluğu olan meslek kuruluşlarının çağının geçmekte olduğu kanaatindeyim. Yasalar devletin düzenleyiciliğini öne çıkarırken mesleği tanıtma, geliştirme, hizmet içi eğitim, politika üretme gibi işlevler STK’lar tarafından gerçekleştirilmelidir. Böylece, sadece ilgi gösterilen işlevlerde uzmanlaşma gibi avantajları bulunan, çok daha esnek ve etkin bünyeler ortaya çıkabilir. Her türlü yasanın, genel kurallara uyulduğu sürece bireysel özgürlükleri en yükseğe çıkartan formatta tasarlanması herkese kazandıran formül olacaktır.”

Kaynak : hotelrestaurantmagazine.com